Fındığın ihracatta en net döviz kazandıran ürün olduğunu vurgulayan Torun, "Bu ülkenin 70 sente muhtaç olduğu anlarda bile ülkeye döviz sağlayan bir ürün. Ama bu ürün maalesef yıllardır hak ettiği yere gelemedi. Her yıl bir mağduriyeti yaşıyoruz. Her yıl bir sorunu gündeme getiriyoruz ama sonuç alamıyoruz" diye konuştu. 

Türkiye’de fındık üretiminden doğrudan veya dolaylı olarak 8 milyon kişinin geçimini sağladığını ifade eden Torun, “Fındık kan kaybettikçe, fındık sektörü küçüldükçe bu devasa istihdam alanı daralıyor. 'Sektörü nasıl büyütürüz' sorusu hiç sorulmuyor. Enflasyonun, döviz kuru dalgalanmalarının altında ezdikleri üreticiler, fındıktan çekiliyor. Artık göç etmeye başlıyor ve o tarım alanları, fındık bahçeleri sahipsiz kalıyor" diye konuştu.

“Fındık üreticisinin, özellikle Doğu Karadeniz'deki fındık üreticisinin hali perişan. Bakın makineli tarım yapamıyor, girdileri çok yüksek, dönüm başına aldığı verim doğal şartlardan dolayı düşük. Fındık üreticisini sahipsiz bırakıyorsunuz. Rekolte oyunlarına kulak asmadan bu yılda fındıkta kilo başına 150 liradan bir kuruş aşağısına asla razı olamayız. Bugünkü maliyetler enflasyon hesaplandığında, üreticinin alın terinin karşılığını almasını istiyorsak, mağdur olmamasını istiyorsak asla ve asla fındıkta 150 liranın altındaki bir fiyatı kabul etmemiz mümkün değildir."